Gözden Uyku Akarken

Uykum var ve kitap okumak istiyorum. Yine de akşam yazmayı deneyeceğim dediğim için kendimi borçlu hissedeceğim düşüncesiyle klavyenin başına oturdum.

Akşam on buçuktan sonra dışarı çıktım, sahile indim. Tek başıma, kulağımda Ahmet Kaya, Ezginin Günlüğü ve Metin-Kemal Kahraman şarkıları yankılanırken kah oturdum kah yürüdüm kıyı boyu. Yurda geldiğimde hayli keyiflenmiştim.

Kıyıda otururken her yalnız kaldığımda yaptığım gibi kadınları düşündüm. Tamam, abarttım. Her yalnız kaldığımda kadınları düşünmüyorum. Ama hayatın içinden şeyler dolaşıyor zihnimde ve hepimizin malumu olduğu üzere aşk burada hayli yer tutuyor. İşte tam da aşk ve kadınlar ikilisi üzerinden giderken bir yerde tıkandığımı hissettim. Düşündüm ve buldum: yanlış yaştaydım. Yaşıtlarımın bir çoğu -hele kızlar- hala aşka inanıyorlar. Bu durumda daha önceleri formaliteleri bir kenara bırakıp bacaklarının güzel olduğunu söyleyebileceğim birilerini istediğimi söylesem de akranlarım arasından böylesini bulmamın çok zor olduğunu anladım. Hala o formaliteleri yerine getirmek ve karşımdakini aşkıma inandırmak zorundayım. İnanmasa dahi inanmış gibi görünebileceği kadar uğraşmalıyım en azından. Ne yazık ki bununla hiç uğraşamayacağım. Aşka inanmayacak kadar yaşı kemale ermiş kadınları etkileyebilecek hiçbir özelliğim de olmadığına göre ben bir müddet aşk, meşk ve bilhassa seks hayallerimi ertelesem iyi olacak. Zaten senelerdir ertelediğim için zorlanacağımı sanmıyorum.

Neyse, boşverelim hatunları. Uyku bastırdı iyice. Yazdıklarımı hala görebiliyorken veda etsem iyi olacak.

Sevgiyle kalın.
0 Responses