A-şık-ol-muş-ca-nım-be-nim

Fragmanda geçen cümle: Buna da sevda diyorsunuz siz di mi?

Üçüncü şahsın yorumu: Tabi mına koyim, ne diyecek. Çükü kalkan kendini aşık sanıyor.

.

Göğsümün çeperini,
Ölümle sınayan esaret,
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret;
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak... koşmak istiyorum, sevgilim
Dönemezsem, affet...

Yusuf Hayaloğlu

Kaçma!

Olmayacak hayallere kapılıp o olursa şöyle yaparım bu olursa böyle yaparım diyerek şimdiden olmuş gibi davranmanın manası yok. Bir süredir böyle yaşıyorum ve yarın başım sıkışacak. Olmayacağını bile bile bir umut taşımak iyi ama bunu sorumluluklardan kaçmanın bir aracı olarak kullanmak sonradan daha fazla iş yükü olarak dönecek bana. O nedenle daha fazla gecikmeden harekete geçmekten başka çare yok.

En çok hangi yönümü seviyorsunuz? (aka. neremi neremi?)

Hep merak ederdim bu insanlar benim neyimi seviyorlar diye. Bu insanlardan kasıt sadece burayı takip edenler değil elbette. Buradan kasıt blog ama, karışıklık olmasın. Blog haricinde de beni tanıyan bilen ve bazı yönlerimi seven insanlar neyimi seviyorlar benim? Anlaşılan pek bir şeyimi sevmiyorlar. Ha bunu tahmin etmiyor muydum? Ediyordum. Ediyordum etmesine de sevilecek biri olmadığımı söyleyince "aman efendim estağfurullah", " yok canım onu da nereden çıkardın", "sen de bir tuhafsın", "ay deli" (bu tepkiyi veren de var gerçekten ve hayır, kendisiyle muhabbeti kesmedim, ne münasebet) diyenlerin gazına geldim.

Sekiz tane seçenek sundum mübarekler, birini beğenmezseniz öbürünü beğenin diye, hepi topu beş oy kullanılmış ya. Oy kullananlardan da iki yönümü birden seven hiç mi çıkmaz? Çıkmamış. Çıkana çıkmayana tek tek bakalım bakalım neler varmış bakalım. (Bir daha bakalım dersem benim de icabıma bakalım. Ahan da dedim, hadi şu icabım neymiş bir bakın bakalım.)

"Köfte dudaklarımı" ve "Lokma lokma her yanımı" beğenen kimse yokmuş -ki buna hiç şaşırmadım. Bir kere benim dudaklarım köfte değil. Öyleyse niye koydum? O da benim mallığım işte. Sonra da niye oy kullanmıyorsunuz diye söyleniyorum insanlara. Lokma lokma her yanımı beğenen kimsenin olmaması da sevindirici bir gelişme tabii, blogumu takip eden yamyamlar olmadığını öğreniyorum böylece. Varsa bile kendilerini iyi saklıyorlar demektir, ben olsam karşı koyamaz işaretlerdim o seçeneği.

"Fıstık yanaklarımı" beğenen zat-ı muhterem, iltifat ediyorsunuz. Lakin size katıldığımı da itiraf etmek zorundayım. Ben de çok seviyorum fıstık yanaklarımı. Öyle ki arada kimselere çaktırmadan makas alıyorum. Kimseye çaktırmamaya özen gösteriyorum zira bir iki defa beni bu vaziyette görenlere fena taşak malzemesi oldum. (Zat-ı muhterem diye lafa girip taşak malzemesi ile bitirmek de anca benim yapabileceğim bir öküzlüktür herhalde. Cümle alem (hangi cümle alemse artık, yetmiş milyonun gözü önündeyim sanki) görsün diye silmiyorum.)

"Nüktedanlığımı" seven kimse de çıkmamış -ki buna da şaşırmadım. Benden bırak nüktedanı herhangi bir dan olmaz. Uzak Doğu dövüş sanatlarına olan hevesim de böyle kırıldı zaten. Bir iki kursa yazıldım, hocalar, senden dan olmaz dediler. Dedim hoca dan olmak isteyen kim, bir sarı kuşak bağlasam yeter. Hocalardan biri cevaben sizin kuşak bir tuhaf, git biraz rafadan yumurta ye dedi. Ne demek istedi ben de anlamadım. Öbürlerine gıcık olmuştum zaten hatırlamıyorum bile ne dediler. Üf, nereden geldik buraya. Gençliğim geldi aklıma, duygulandım.

"Öhm!" diyen... Bence de "Öhm!" Henüz senden kimseye bahsetmedim, sen gizli kal canım. Ayrıca özledim, beklerim, öhm!

"Çok sarhoştum, hatırlamıyorum." diyen arkadaş, inan ben de sarhoştum ama senin gibi hatırlamıyorum deyip yan kırmıyorum. İnsan bu kadar da dönek olmaz ki. Hani ben senin her şeyindim, canındım canından yakın. Hani unutursun sanmayayıdım, hani unutmazdın, unutamazdın. Peh, bir daha seninle kafaları çeken ne olsun! (Harbi ne olsun lan? Bilemedim şimdi birden tepki verince.)

"Seni sevdiğimi de nerden çıkardın?" diyen mübarek, şimdi sana bir şey derdim de ağzımı daha fazla bozmak istemiyorum. Zaten anlamadım da ne kadarını bozdum ne kadarı sağlam. Çıkarmadım öyle bir şey. Sadece senin gibi zıpçıktıların araya kaynayacağını bildiğimden göreyim istedim kaç tanesiniz. Sen tek misin yoksa senin gibi olanlar da var ama oy mu kullanmıyorlar. Kaç kişisiniz oğlum, açık konuşun. Korkmuyorum hiçbirinizden. İster teker teker gelin ister topluca. Ayrıca, ne güzel abimizsin sen Murat Kekilli.

Son olarak, "gerizekalılığımı" seven canım ciğerim gözüm, hastasınım, sana diyecek sözüm yok. Sen beni hep bu gerizekalılığımla sev olur mu? En has sevenim sensin. Öptm, bye!