Gel Hadi Gel

Sanırım uyumamın vakti geldi. Blogun yeni görünüşü sağlıklı kararlar veremeyecek kadar uykum olduğunu gösteriyor. Tamam, abarttım biraz. Ama arkadaşım bu ne? Kiremit üstüne tebeşirle yazı yazar gibi. Çocukken yapardık, ordan biliyorum. Bu gece de amma yalancıyım yahu. Çocukken kiremit mi görürdük? Laf işte. Tuğlayla kiremitin farkını bile bilmiyordum muhtemelen. Belki ilkokulun sonuna doğru öğrenmişimdir.

Yatmadan önce bir sigara içsem mi diye soruyorum kendime. Hani öyle istekli değilim gibi ama bir yandan da canım çekiyor. Bilemiyorum ne yapsam. Bakıyoruz, dostum perdeyi çekmiş. Duman dışarı çıkamayacağına göre odanın içine hapsetmenin anlamı yok kendisini. Canı falan sıkılır mazallah, yazık değil mi? Vazgeçelim o zaman sigaradan, dişlerimizi fırçalayıp yatalım.

Gitmeden önce; bir Stajyer vardı, ne oldu ona? On günden çok olmuş, sesi çıkmayalı. Küstü mü acaba yazmıyorum diye. Küsmesin, burayı boşvermeyi ben de istemiyorum. Sadece gidişat onu gerektiriyor bazen.

Şimdi gidiyorum. "Kaçak ve Anne" çalıyor, nasıl da denk geldi. "Sabah olmasa gece/Kaçmasam dermansızın." Ama ben kaçıyorum, çünkü sabah olacak gece; biliyorum. "Ağlıyor musun anne?/Gidiyor hayırsızın." Evet, hayırsızım ve gidiyorum.

Sevgiyle.
0 Responses