Bugünlerden Bir Bu Gün

Uyanıyorsun. Gözlerini açtığında odaya dolan ışığı görüyorsun. Gördüğün ışık değil aslında, ışığın sana gösterdikleri ve sen sadece odana ışığın dolmuş olduğunu bildiğin için onu gördüğünü sanıyorsun ama bunun farkında değilsin ki farketsen de pek önemsemiyorsun. Güneşin doğmuş olması sana yetiyor zira. Hele bir de deniz manzaralıysa odan ve hava günlük güneşlikse güne normalden biraz daha iyi başlıyorsun muhtemelen.

Eğer seni içerde tutan bir işin yoksa kendini dışarı vuruyorsun, ama zorunluluktan ama isteyerek yahut hem zorunluluktan hem de bu zorunluluğun dışarı çıkmayı istemene engel olmasına izin vermeden. Eline kitabını alıp kendini sahile vuruyorsun mesela. İçinden dostlarını görmek geldiyse telefonuna sarılıyorsun ya da onları görebileceğin yerlerde dolaşıyorsun. Her şey senden yana bu gün, her şey senin istediğin gibi gidiyor.

Sonra, sevdiğin birini görüyorsun. Sevdiğin ve üzülmesini istemediğin birini. Selamlaşıyor, oradan buradan konuşuyorsunuz. Bir gariplik olduğunu seziyorsun tavırlarından ama üzerine varmıyorsun çok fazla; çünkü biliyorsun insanlar sıkıntılarından bahsetmeyi her an istemeyebiliyorlar. Kaldı ki sen dostlarına yalnızca onların anlattığı kadarını dinlediğin ve daha fazlasını istemediğin için yakın olduğuna inanıyorsun. Saatlerce sohbet etseniz dahi sorunlarına dokunmadan geçebiliyorsunuz. Şu veya bu vesileyle ayrıldığınızda içinde bir burukluk oluyor. Günün geri kalanını bir “acaba”yla geçiriyorsun. Sorman gerekir miydi, bilmiyorsun. Sormanın daha iyi olup olmayacağı hakkında ise hiçbir fikrin yok. Sonra...

Sonrası da öncesi gibi hayatının bir parçası. O gün yaşadıklarının hepsini unutabildiğin gibi anı anına hatırlayabiliyorsun da. Aylar sonra o sevdiğin insanı görüp “Senin o gün canın sıkkındı değil mi?” diyebiliyorsun. Belki de hiç oraya kalmadan o akşam olağan ya da hiç olmadık bir şekilde canının neye sıkıldığını öğreniyor ve seninle birlikteyken vaktinin iyi geçtiğini umarak meseleyi kurcalamadığına pişman olmadan, gönül rahatlığıyla uykuya dalıyorsun.
4 Responses
  1. Adsız Says:

    gönül rahatlığıyla uyuyorsan, her şey GERÇEKTEN yolunda demektir nafilecimm :))

    P.S.Ben halen izlenimlerini okumayı bekliyorum haberin ola :)

    P.S.2) Daha altı günlük tatilin izlenimleri bile yok blogunda :(


  2. çer çöp Says:

    bak o altı günlük tatil izlenimleri dediğin şey tehlikeli sularda yüzüyor biraz. :) genellikle aile ve çevre temelli oldukları için bizzat o arada şunları şunları yaşadım ve gördüm demek pek hoş olmayacak. o yüzden çaktırmadan aktarmayı terchi ederim. demem o ki belki bir kısmını bile okudun ama farkında değilsin. :)


  3. Adsız Says:

    hmmmmm :))

    tamam o zaman :))


  4. Adsız Says:

    iyi geceler şeker :))

    şirine ye de iyi gecelerrrrr :))