Sizin Hiç Yol Arkadaşınız Oldu mu?

Sizin hiç yol arkadaşınız oldu mu? Benim oldu. Oldu da ne oldu? Hayatımın en büyük utancını taşıyorum sayesinde. Olmasaydı daha mı iyi olurdu bilmiyorum, suç onun mu onu da bilmiyorum ama belki ömrüm boyunca unutamayacağım bir günahın yükünü aldım omuzlarıma onunla tanıştıktan sonra. Bir insanı aylarca, bir iki gün değil -bir iki gün olması suçu hafifleteceği için söylemiyorum bunu, eşekliğimin farkına var(ama)mamın ne kadar uzun sürdüğünü belirtmek için ifade ediyorum- aylarca taciz ettim. Nazımı geçiriyorum, canımın yangınını anlatıyorum sanırken (zaman zaman öyle olmadığını bilirken hem de) cebren tecavüz ettim. Bu hala dönüp dönüp hatırladığım, pişman olduğum fakat pişmanlığımın hiçbir şeyi değiştirmediği hatayı yol arkadaşıma yaptım ben.

Sizin hiç yol arkadaşınız oldu mu? Benim oldu. Oldu da ne oldu? Ben kızdım ona. Küstüm. Sövüp saydım hatta zaman zaman arkasından. Olmayacak sözler ettiğim oldu hakkında. Beddualar ettim yeri geldi. Tüm bunları yol arkadaşıma yaptım ben.

Sizin hiç yol arkadaşınız öldü mü? Benimki ölmedi. Yaşıyor ama nerede, nasıl yaşıyor hiç bilmiyorum. Belki İstanbul'da hala, belki yanıbaşımda İzmir'de bir yerlerde. Mutlu mu yoksa canı yanmakta mı hala hiç bilmiyorum. Bir zamanlar mutlu olduğunu duymuştum. O zamanlar nefretim had safhadaydı belki. Beddua etmiştim arkasından. Şimdi nasıldır bilmiyorum. Bilmeye de hakkım yok zaten. Ömrümün en büyük utancı boynumdayken...

Sizin hiç yol arkadaşınız oldu mu? Benim oldu, bir zamanlar. Ben şimdi, hala, zaman zaman, kimi şarkılarda ona ve ona yaptıklarıma ağlıyorum. Özlemimden değil döktüğüm gözyaşları. Aslında fiziksel varlığına, Tuğba'ya, da değil döktüğüm gözyaşları. Akıttığım yaşlar bir insana, hele hele yol arkadaşıma, yoldaşıma yaptıklarımdan duyduğum utanca, acıya ve pişmanlığa.

Sizin hiç yol arkadaşınız oldu mu? Benim oldu. Olmasa daha mı iyi olurdu? Bilmiyorum.
0 Responses