.

Hızlı koşan atın boku seyrek düşermiş. Bu aralar biraz yavaşlasam iyi olacak. Elime hakim olmam pek mümkün görünmüyor. Belle ilgili bir sıkıntı yok, başka parçalara ait yazılım sıkıntıları dolayısıyla söz konusu donanımda işlerlik yok. Ama şu dilimi biraz geri çekmem gerek galiba bu sıralar. Boyundan büyük işlere bulaşmaya başladı. Aman ha! Ben ki kendi halinde bir öğrenciyim, bana bundan fazlasıymış gibi söz söylemek düşmez. Değil mi ama!

Günün Sorusu

Modern zamanlarda aşk buharlaşıp uçmuş mudur?

Şaka şaka, günün sorusu bu değil. Bunun cevabını ben de verebilirim. Sorum daha karışık. Bilenlerden yardım istiyorum kesinlikle. Şöyle ki. Bir ademoğlu/havvakızı (diyelim ki adı Deniz, böyle iki cinsiyet için de uygun bir isim) yatırım yapmak istiyor. Uyanık hatta biraz üçkağıtçı bir arkadaş bu. Sevgili Deniz garantici biri olmadığı için parasını devlet tahvili almak için kullanmak yerine memleketin en büyük bankalarından birinin A tipi likit fonlarından birine yatırma kararı veriyor. İşbilir Deniz, yatırım süresini fazla uzatmadan altı ayın sonunda parasını kazandıklarıyla beraber geri alıyor. Şimdi soru şu, Deniz tüm parasıyla bini bir paradan günlük kaç yalan söyleyebilir?

Bir süredir aklımı kurcalıyor bu soru. Bir bilen eden varsa cevabını yahut çözüm yolunu bana da söylesin lütfen. Bu konularda uzman eski bir arkadaşım vardı, takip ediyorsa bilhassa ondan cevap bekliyorum.

Sevgiler!

.

Aytmatov çok çok çok büyük bir yazar. Birgün, ona duyduğum hayranlığı ifade eden bir cümlenin içinde dahi adım onun adıyla birlikte anılırsa işte o zaman bir şeyler başardığıma inanırım belki.

.

Beni seven, hatta beni gördüğüne sevinen insanlar var. Ne garip! Bir insan beni gördüğü için neden sevinir ki?

.

Mutlu ve huzurlu insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyorum. Arkadaşım biraz arıza olsanıza ya! Şöyle melankolik, canı acıyan hafiften, sıkıntıları olan insanlarla ne güzel anlaşıyorum. Sonra tutup mutlu olmak için bir sebep buluyorlar, ağır ağır uzaklaşmaya başlıyorum kendilerinden.