Bir Ameriganın Gözüynen

Amerikalı bir misafirim var. Kendisi dün akşam geldi ve bir iki gün kalıp gidecek. Dün epeyi geç vakitlere kadar sohbet ettik kendisiyle. Çok eğlenceli biri. 53 yaşında ama inanın otuzlarında gösteriyor. Herhalde neşeli olduğu ve belki biraz da çok fazla şeyi dert etmediği için öyle, bilemiyorum. İşte bu abiyle (amcayla mı demeliydim) konuşurken şöyle bir şeye değindi kendisi. Pek çok yer gezdiğini, bir hayli insanla tanıştığını ve bu insanların içerisinde daha iyi bir hayat düşleyenlerin haliyle bir hayli fazla olduğunu söyledi. Fakat bu insanlar genellikle yaşadıkları yerde daha iyi bir hayatı düşlüyorlar. Türkiye'de ise insanlar başka ülkelere gitmeyi hayal ediyorlar dedi. Gittiğim diğer yerlerde tanıştığım diğer insanların da bir kısmı bunu istiyordu fakat Türkiye'deki kadar çok sayıda ve yoğun biçimde olanına hiç rastlamadığını belirtti. Acaba ümidini çabuk kaybeden bir millet miyiz yoksa altından kalkılması gerekenler çok fazla olduğu için erken mi yoruluyoruz?
2 Responses
  1. Hayır, bence bu konunun genlerimizde "göçebelik" olması ile, "tebdili mekanda ferahlık vardır" gibi atasözlerimizle ilgisi var. Özellikle kuzey milletleri hayatlarında istikrar olmasından hoşlanır. Ama tam tersi bizim gibi Güney ülkeleri hareketten hoşlanırlar. Bence çok da sorun edilecek, garip bir şey değil. Yani Allah'ın kuzeylisi/batılısı garip gördü diye, bizim halimiz garip olacak değil. Asıl onlar çok fazla durağanlar benim için :))


  2. çer çöp Says:

    Bu da bir bakış açısı elbette. Amerikanları ayrı tutuyorum ama çoğu Avrupalı gezmeyi seviyor. Bizse onlar gibi dolaşıp eski yerimize dönmeyi değil de gidip başka bir yerde yaşamayı seviyoruz. Onlarınki "trip" ya da "journey" (ne dersek artık adına) olurken bizimki "settling down" gibi bir şey oluyor. (Uzun süreli değil ama elbette.)

    Bu arada, ne yazmışım ben diye bakarken fark ettim, ne kadar abuk anlatım bozukluklarının olduğunu.