Ben Bugün Garfield Gördüm

Başlarken 22:02

Bugünlerde pek bir sıkıntılıyım. Bunu hep söylüyorum, farkındayım ama bu biraz daha farklı bir durum. Hani genel sıkıntımın yanı sıra sebebini bildiğim ve ne kadar düşünmemeye çalışsam da bunu beceremediğim gelecek kaygısının verdiği sıkıntıyla boğuşuyorum. Sonunda itiraf ettim, benim de gelecek kaygılarım var. Yüksek lisans için kabul almaktan korkmuyorum. A üniversitesi olmazsa B üniversitesi olur, biri olur elimdeki sonuçlarla. Yüksek lisans olur da yüksek lisans yaparken ihtiyaç duyacağım para nasıl elime geçer onu bilmiyorum işte. Asistanlık bulabilecek miyim? İş bulabilecek miyim? Özgeçmişime ekleyebileceğim dikkate değer nelerim var? Kendimi nasıl pazarlarım? Bunlara benzer sürüyle soru aklımı kurcalıyor ve hiçbirinin cevabını bilememek tarif edilemez bir sıkıntı yaratıyor. Daha önce burada yazmış mıydım hatırlamıyorum ama köye dönmekten eskisi kadar korkmuyorum artık. Elbette ömrümün sonuna kadar orada yaşayamam ama kısa bir süre için gidersem katlanabilirim. Yine de yerleşik hayata geçmek istiyorum bir an önce. Bıktım usandım göçebe gibi yaşamaktan, oradan oraya gitmekten ve eşyalarımı ayrı ayrı yerlerde bırakmaktan. Bundan ilk bahsettiğimde Koray'ın söylediği gibi kitaplarımı koyabileceğim bir yerim olsun istiyorum artık. Bir kısmı köyde, bir kısmı Bursa'da, bir kısmı İnegöl'de, bir kısmı Adapazarı'nda, bir kısmı İzmir'de olmasın artık; hepsi bir arada, hepsi elimin altında olsun istiyorum. Oradan oraya taşırken kırılmasından, dökülmesinden, bozulmasından korkmadan bir şeyler alabilmek istiyorum kendime. Bir valizin içine tıkıp taşıma gereği olmadan sahip olabileceğim bir(kaç) takım elbisem olsun istiyorum mesela. Ne bileyim, bunun gibi şeyler işte.

Dün Şirine'nin doğum gününü kutlamak için Bostanlı'da piknikvari bir toplantımız oldu. Sohbet ettik, oyun oynadık ve döndük. Hediyesini dün uygun bir poşet bulamadığım için yanımda götürememiştik, bugün vermek için evine gittim. Meğer o da bana bir hediye almış. Baktıkça onu hatırlamam için ufak bir biblo. Çok şirin bir fil. Çok mutlu oldum. Fotoğrafını çekip koyacaktım buraya ama ışık az olduğu için güzel çıkmıyor, vazgeçtim. İşte o an, hediyeyi aldığımda, yavaş yavaş ayrılık vaktinin geldiğini hatırladım bir kez daha. İki ay bile kalmadı artık. Elli gün kadar sonra çil yavrusu gibi dağılacağız bir yerlere. Kim bilir birbirimizi bir daha ne zaman göreceğiz.

Kitap fuarı başladı İzmir'de. Kendime engel olamam, alırım bir şeyler diye gitmeyecektim ben bu yıl. Yine de Shishman gitmeyi teklif edince reddedemedim. (Burada Baba esprisi geldi aklıma, uff!) Bir hayli zorlandım ama tuttum kendimi, hiçbir şey almadan çıkmayı başardım. Bir an kıyısına kadar geldim ama orada da önyargılarımın sayesinde(!) kurtardım paçayı. Gelecek kaygısı çaktırmadan o kadar yer etmiş ki bende görevlilerden birine "İki ay sonra işsizler ordusuna katılacağız." deyiverdim.

Fuardan çıkınca Kemeraltı'na yemeğe gittik. İnegöl köftesi yapan bir yerde oturduk. Kendileri İnegöl köftesi dememişler adına ama bildiğin İnegöl köftesiydi yediğimiz. Dükkanın sokağında kocaman sarı bir kedi gördük. Shishman daha önce de görmüş zaten onu. Görür görmez "Anaaa, Garfield!" dedi. Sahiden Garfield gibi kocaman bir şeydi hayvan. Keşke makinesi olsaydı yanında da fotoğrafını çekseydi. Ben de buraya koyardım. (Bugün ikinci kez fotoğraf koyma isteğimi gerçekleştiremedim. Hayırdır inşallah.)

Eve dönünce bir iki gündür ertelediğim bir başsağlığı konuşması yaptım. Akrabalık bağını söyleyince uzakmış gibi olacak ama bizdeki akrabalık bağlarının kuvvetliliği nedeniyle hiç de uzak bilmediğim birinin, babamın amcasının torunu, eşi vefat etti. Gençti henüz. Meğer ne zormuş arkadaş böyle şeyler. Teselli olarak söyleyebileceğin hiçbir şey yok. Başsağlığı diledim, Allah'tan sabır diledim ve kapattım telefonu. Şimdi anlatırken bile zorlanıyorum, konuşurken daha da güçtü gerçekten.

Bunlar da bu aralar başımdan geçenler işte.

Biterken 22:30
2 Responses
  1. ŞiRiNe Says:

    ben de hediyemin çok ama çooookkk şirin olduunu sölemek istiyoruuuummm :)


  2. shishman Says:

    burdan şirinenin doum gününü tekrar kutlayarak nafileye demek istiyorum ki

    sana teklif edemeyeceğin bir reddim var:)