Sağ Sol Davası

Düştün. O gün biliyordun bir daha kalkamayacağını. Yine de inat ettin. Belki dedin; belki sol ayağım da destek verirse sağ ayağıma, sol dizimden de kuvvet alırsa sağ dizim, sol yanım sol yanlığını bilir de sağ yanımın ona ihtiyacını anlayabilirse kalkarım. Oysa biliyordun kalkamayacağını. Sol yanından sağ yanına hayır gelmeyeceğini çünkü sağ yanının sol yanından alabileceği her şeyi aldığını, az ya da çok bununla yetinmesi gerektiğini ve daha fazlasını hiçbir zaman hiçbir şekilde elde edemeyeceğini adın gibi biliyordun. Şimdi sağ yanınla doğrulmaya çalışıyorsun. Arada belki acıdığından belki üzüldüğünden belki de eski günlerin ve içinde kalan birazcık sevginin hatrına sol elin tutuyor sağ elinden birkaç saniyeliğine. Bırakınca yine düşüveriyorsun elbet, öyle çöküp kalıyorsun olduğun yere.

Aslında kalkmayabilirsin. Daha önce de düştüğün oldu, defalarca. Kiminde hiç kımıldamadın, tenezzül dahi etmedin çırpınmaya. Ah, ah keşke sol yanın kendine başka bir sağ yan bulsa da bu defa da çırpınmasan kalkmak için. Nasılsa alışkınsın sen sol yanın olmadan yaşamaya.

Eskilerden kalma, reklam müziğinden bozma saçma sapan bir tekerleme geldi aklıma.
"Anana babana
Soyuna sopuna
Nuh'un Ankara"

Şimdi ben de sağıma soluma...
2 Responses
  1. Adsız Says:

    çoooook sevdim bu yazıyı...
    gündemi yakalamak bu olsa gerek...

    sevgimle...


  2. çer çöp Says:

    gündemi yakalamak ama kuyruğundan yakalamak. başka bir şey diyecektim de dilim varmadı. :)