Ömür Dediğin

Gerçekten tuhaf yaratıklarız. Burnumuzun ucunda ölüm var. O denli gerçek ve kesin olarak karşımızda duruyor ki... Geçen ekşide biri (galiba benim takip ettiklerimden biri) "Yeryüzünde yedi milyar insan var, yedi milyar farklı hayat demek bu." demişti. Düşünsene, bunca farklı hayat için kesin olan iki şey var. Doğmak ve ölmek. İşte bu iki kesinlik arasındaki ömür dediğimiz kısa zamanı anlamlı kılmak gerekmez mi? Bu mana nerede bulunur bilmiyorum. Kendini bir şeye adayarak mı, kendini her şeyden özgür kılarak mı, dünyadan soyutlanarak mı, dünyadan kam alarak mı?.. Bir yerlerde olmalı ve bize düşen onu aramak olmalı. Oysa biz (ben, sen, o) ne yapıyoruz; daha çok para kazanmanın yolunu arıyoruz, daha çok harcamanın yolunu arıyoruz, kendimizi geliştirmenin(!) yolunu arıyoruz, kendimizi göstermenin yolunu arıyoruz, kendimizi beğendirmenin yolunu arıyoruz... Daha çok yemenin, daha çok içmenin, daha çok gezmenin, daha çok sevişmenin yollarını arıyoruz... Daha nice şey yapıyoruz da ömrü anlamlandırmakla meşgul ol(a)mıyoruz. Yazık değil mi gerçekten?
0 Responses