Cehalet Serdendir

Ben bu fukara edebiyatından çok sıkıldım. Ezelden de sevmezdim ama git gide daha çok sığınıyor olmam sebebiyle sanıyorum dikkatimi çekmeye başladı. Ne ki başka da çare bulamıyorum ki kendime kaçmak için. İçine sıçtığımın hayatına geç başladım, ne yapayım. Köy çocuğuyum ben. Üstelik yalnız büyümüş bir köy çocuğu. Köyden çıkıp gittiğim şehirlerde hep yurtlarda kaldım. Parasız yatılı yurdunda ne öğreneceksin hayata dair? Üniversiteye başladığımda biraz şansım olur sanıyordum. Oldu da herhalde ama temel çürük olunca ne yaparsın. Her haltı geriden takip ettim. İnsanlar karşılarında akranları birini görürken (hatta bazen yaşından olgun biri görürken) ben içerde hep bir çocukla yaşadım. Öyle çocuk saflığı romantizmi değil bu. Çocuk cahilliği. Saflık olmadan cahillik olunca da çok kötü. Her önüne geleni sormak gibi bir şansım yok. Sevimli değilim, katlanmak istemiyor bu yüzden insanlar. Sormazsam öğrenemiyorum. Öğrenemediğim için her şeyin içine ediyorum. Sonra şaşırıyor, kızıyor insanlar bu yaşta adam nasıl böyle davranır diye. "Biz bunu aklı başında biri bilirdik." diyorlar muhtemelen içlerinden. Akılsızlık değil oysa bu. Yoksa öyle mi? Akıllı adam etrafını gözleyerek de öğrenebilir bilmediklerini. Pek akıllı da değilim demek ki.

Doğup büyümeyi bilememişiz amına koyim. Bahtsızlık orada. Köylü doğmuş, yatılı büyümüş, cahil bir adam kalmışsın. Akıllı değilsin yolunu bulasın. Paralı değilsin katlanılabilir olasın. Yakışıklı, hatta yakışıklı değil ama sempatik değilsin araya kaynayasın. Arada kalmış bile değilsin lan! Bir sikim değilsin sen. Geçmiş olsun.
0 Responses