.

Üzerime bir ağırlık çöktü. Öyle LG Wink reklamındaki gibi değil. Nasıl olduğunu da bilmiyorum. Öyle çöktü ki ağzıma sıçtı bıraktı. Bunu ifade edebilecek daha iyi bir kelime ya da kelime grubu yok haznemde, üzgünüm.

Kasvet öylesine ele geçirdi ki ruhumu oradan bedenime, bedenimden tüm aleme yayılmak için delik arıyor gibi geliyor bana. Göğüs kafesimden, boğazımdan, ağzımdan, burnumdan, kulaklarımdan, gözlerimden yol arıyor kendine. (Kıçımın üstüne oturmasam orayı da zorlayacak, şüphesiz!) Başımı önümdeki masaya vurasım geliyor, defalarca. Alnımı duvara ya da cama dayayıp öylece kalmak geçiyor içimden. Belki saatlerce, belki günlerce hiçbir şey yapmadan öylece bekleyesim. Bunun imkansız olduğunu bildiğimden kendimi çekyatın güvenliğine bırakıp televizyonda ya da bilgisayarda aralıksız film ve dizi izlemek geliyor içimden. Karman çorman türlerden hem de. En kalitelisinden üçüncü hatta beşinci sınıf olanına, macera filminden romantik dizilere kadar ne var ne yok bir sürü şeyin gözlerimin önünden geçmesini ve bu olurken yemek yemek dahil olmak üzere hiçbir şey yapmamayı istiyorum.


Ben çok sıkıldım. Eskiden bu sıkıntının "bir sevgili bulsan geçer" türünden olduğunu sanıyordum. Ne güzel günlerdi onlar. Sevgili (ulan ömrüm boyunca sevemedim şu kelimeyi be) bulamasam da hiçbir zaman (sevgili bulmak ne demek ki hem) sıkıntımın böylece geçeceğine inanmak bile güzeldi. Şimdiyse... Şimdiye lanet olsun. Durmak bilmeyen zihnime ve susmak bilmeyen iç sesime lanet olsun. Yeter! Düşün artık yakamdan. Ben her neysem ve siz her neyin aracısıysanız artık, umurumda bile değil, beni rahat bırakın. Bugüne kadar bildiğim/bildiğimi sandığım her şeyi unutturdunuz zaten,

Ağzınıza sıçayım hepinizin. İçimi dökerken bile rahat bırakmıyorsunuz artık. Kurduğum cümlelere karışıyorsunuz. Edeceğim küfürlere karışıyorsunuz. Hangi noktalama işaretini nerede kullanacağıma karışıyorsunuz. Yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer!
0 Responses