Yar Bana Yeni Bir Gözlük Medet

Dün göz doktoruna gittim. Niye gittim? Çerçevelerime nazar değdi de ondan. Göz doktorundan (ikidir göz doktoru yazarken iki kelimeyi birleştiriyorum) çerçevelerime okuyup üflemesini rica ettim. Kadın tip tip suratıma baktı. Sanırım o an içinden "Ne diyor lan bu manyak!" diye geçiriyordu. Galiba içinden laf geçirmek kesmemiş olacak ki doktor hanımın kendisi bir de bana kafa geçirdi. Sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü açtığımda hastahanedeydim. Başımda bekleyen intern (tıp fakültesinin son sınıfında olan stajyer doktor oluyor kendileri siz bilmezsiniz) kafama üç dikiş atıldığını ve vücudumun çeşitli yerlerinde çürükler tespit edildiğini söyledi. Üç gün istirahat vereceklerdi fakat bölümde benim haricimdeki tüm asistan arkadaşlar izinde olduğu için görev yerimi bırakamayacağımdan doktoruma teşekkürlerimi iletip hastahaneden ayrıldım. Ayrılırken hastahane arkamdan göz yaşı döktü, gitmemem için yalvardı yakardı fakat olacağı ertelemenin faydası olmadığından yoluma devam ettim ve evime döndüm.

Dün göz doktoruna gittim. Niye gittim? Çerçevelerime nazar değdi de ondan. İki hafta falan oluyor sanırım, memlekette bir komşuya çalışmaya gitmiştim. Laf gözlüklere gelince benimkileri çıkarıp hava yaptım biraz. İşte böyle hafif, kanatları şöyle esniyor, yok işte kanatları esnediği için vidaları oynamıyor falan. Ertesi gün evde yüzümü yıkadıktan sonra gözlükleri (doğru kullanımı gözlükler midir gözlük müdür bunun ben emin olamıyorum şu İngilizce ile yatıp kalkıyor oluşumuz yüzünden) takarken çerçevenin sol kanadı orta yerinden kırılıverdi. İlk aklıma gelen şey gerekli harcamalarım için para bulmaktan aciz olduğum şu zamanda bir de başıma gözlük masrafı çıktığı oldu. Kopan parçayı bantla yapıştırarak kullanmaya devam ettim. İzmir'e dönerken de göz doktorundan dün için randevu aldım ve olası numara değişimleri için muayene olmaya gittim. Galiba sağ gözümde 0,25 numara bir düşüş var. En azından doktorun verdiği reçete onu gösteriyor zira eskiden 1,75 iken şimdi 1,50. Ne var ki ben değişimin bu kadar olduğundan şüpheliyim çünkü doktorun sağ gözümü kontrol ederken iki farklı mercekten hangisinin daha net olduğunu sorduğunda ben iki mercek arasında çok belirgin bir fark görememiştim. Belki çok az bir küçülme olmuş ve dolayısıyla bir alt dereceye yuvarlama yapılmıştır. Sol gözümde ise bir değişiklik yok. 3,0 derece miyopi ve 0.50 astigmata devam.

Dün göz doktoruna gittim. Niye gittim? Yaklaşık üç yıldır (tam olarak iki yıl sekiz buçuk ay) gözümden çıkarmadan olur olmaz yer ve zamanlarda uyuduğum, çeşitli darbelere maruz bıraktığım, kabına koyma zahmetinde bulunmadığım gözlüklerimin sol kanadı dayanma sınırlarının sonuna gelip tüm esneklik kabiliyetine rağmen ortasından kırılıverdiği için. Madem çerçeve alacağım bari göz doktoruna gidip muayene de olayım dedim. Hem bu sene iyice ayyuka çıkan güneşten rahatsız olma sorunum için de tavsiye alırım diye düşündüm. Zira iki seçeneğim vardı fakat hangisini kullanacağımı bilemiyordum. Birinci seçenek numaralı güneş gözlüğü almak ve yanımda daima iki gözlük bulundurmaktı. İkincisi ise lens kullanıp normal güneş gözlüğü almaktı. Hangisinin daha iyi bir seçenek olduğunu ve göz yapımın lense uygun olup olmadığını göz doktoruma sorduğumda aldığım yanıt düşünce sınırlarımı zorladı. Doktor hanım numaralı güneş gözlüğü kullanmamı tavsiye etti. Elbette beni şaşırtan bu yanıtı olmadı. Kendisi güneşten korunmayı istemenin lens kullanmak için yeterli bir sebep olmadığını, günlük hayatta gözlük kullanmayı istememem gerektiğini söyledi. Ben de cevaben yanımda iki gözlük taşımak zorunda kalacağım için istemem zaten dedim. O yine de bunun yeterli olmadığını söyleyerek az önce söylediği şeyi tekrar etti. İşte o anda beynimde bazı devrelerin yandığını hissettim. Gerçekten kendisinin ne söylemeye çalıştığını anlamadım. Gözlük kullanmayı istememek ne demek ki? Benim söylediğimden farkı ne? Bir insan niye gözlük kullanmayı istemez? Kendisine yakışmadığını düşündüğünden olabilir mi? Neden olmasın. Yine de birkaç gözlükçüye gidip az biraz vakit harcadıktan sonra eminim kendi zevkine ve yüzüne uygun bir gözlük bulabilir herkes. Gözlüğün ağırlığı rahatsız ediyor olabilir. Kendi kullandığım gözlüklerin ne kadar hafif olduğunu düşündüğümde pek makul gelmedi açıkçası bana. Soğukta camların buğulanmasından, yağmurda ıslanmasından hoşlanmıyordur. Bu mazeretin benimkinden çok farkı yok doğrusu. Çocukken gözlüklü olduğu için kendisiyle çok dalga geçilmiştir ve gözlükten nefret etmiştir. Buna diyecek bir şeyim yok, olur mu olur. Bunlara benzer sebepler dolayısıyla insanlar gözlük kullanmak istemiyor olabilirler ki burada yaptığım şey kimsenin düşüncesini yanlışlamaya çalışmak değil, söz konusu mazeretlerin benimkinden çok da farklı olmadığını ifade etmek. Her neyse, bana biraz garip biraz da komik gelen bu olaydan sonra muayeneye geçtik ve doktor hanım bana gözlük reçetesi yazdı. Bir yandan da kullanmak istersem diye lens numaralarımı ve tavsiye ettiği lens tipini bir kağıda not ederek bana verdi. Kendisine teşekkür ederek yanından ayrıldım.

Dün göz doktoruna gittim. Niye gittim? Gözlüklerimin çerçevesi kırıldığı için. Göz doktorundan aldığım reçeteyle beraber yıllardır ihtiyacım olduğunda gittiğim gözlükçüye giderek yeni bir çerçeve seçtim. Doğrusu şu anda kullanmakta olduğum çerçevelerin aynılarından vardı ve ben bunlardan tarif edilemeyecek derecede memnundum ama üç yıl boyunca kullandığım bir çerçeveyi bir üç beş yıl daha kullanmak istemedim. Şimdi yeni gözlüklerimin hazır olmasını bekliyorum. Bu akşam ya da yarın sabah teslim alacağım bir aksilik olmazsa.
1 Response
  1. Benjamin Says:

    ah Nafilecan ah.
    gözlük kullanmadan her şeyi görebiliyor olmak müthiş bir duygu. lensten bahsediyorum yani. yaşamalısın bunu.
    ama dozunu iyi ayarlaman lazım yoksa benim gibi göz kuruluğuna sebebiyet verebilirsin.
    sen gene en iyisini yapmışsın gözlük alarak..
    ayrıca "gözlükler" değil, "gözlük" olsa gerek.. :)