He was gonna put his tongue in!

Buraya en son "Çakma John Coffey" başlıklı bir yazı ekledim. Çoğunlukla olanın aksine bu başlık yazdıklarımla tamamen alakasız değildi. Şöyle ki, orada becerebilsem içimdeki tüm sevgiyi birilerine aktarmak istediğimden bahsetmiştim. (Böyle bir şeydi işte, dönüp bakamayacağım şimdi.) Bu bazen orada kullandığım gibi döküp saçmak şeklinde canlanıyor gözümde, bazen infilak edip yaymak şeklinde, bazen de birine sarılarak kendisini iyi hissetmesini sağlamayı istemek şeklinde -bilhassa üzgün insanlar söz konusu olunca böyle oluyor. Sonra aklıma Jeff geliyor. Hani Julia'yla arşiv odasında karşılaştıklarında onu öptüğünü hayal ettiği sahne. (Meraklıları buradan buyursun.) "What makes you think any woman alive would want your hideous, your revolting, your disgusting tongue?" diyor ya Jeff'in annesi, ben de kendime "Kim senin kendisine sarılmanı istesin ki?" gibi bir şeyler diyorum. (Aslında Jeff için söylenenler kadar olmasa da daha ağır şeyler diyorum ya geçelim onu.)

Bu da böyle bir anımdır işte.
0 Responses