Kın Kın Kın

Bilmem kaç dakika oldu bu sayfa önümde açık duruyor bir şeyler karalamam için. Yazmak istiyorum. Boş kalmasın şu bölme, kenarları somon rengi çerçeveyle kaplanmış olan hani. Ama bulamıyorum nedense yazacak bir şey. Bütün hafta sonu evde oturduğum için olabilir belki. Gerçi dün akşam üzeri dışarı çıktık, monopoly oynadık hatta Yılmaz Abi'nin orda. Arada bir Yılmaz Abi'ye uğramaya çalışıyorum. Geçtiğimiz yıl hiç gitmemiştim, biraz mahçuptum kendisine karşı. Bu sene telafi etmeye çalışacağım artık. Balçova'ya da taşındım, gitmemi engelleyecek bir şey de kalmadı sayılır.

Somon rengi demişken, Galatasaray'ın yeni formaları polemik konusu olmuş yine. Geçen sene kullandıkları mor formadan sonra bu sene somon rengi forma kullanılması (ki futbol seyircisi kitlenin dörtte üçünden fazlasının erkek olduğunu düşünürsek bu renk düpedüz pembedir) bir hayli alay konusu olacak gibidir yıl içinde. Hele Kadıköy'de kaybedecekleri maçtan sonra (aksini düşünemiyorum, öğrenilmiş çaresizlik gibi bir şey galiba) bir hafta boyunca facebook'tan komik video izleyip bobiler'den... falan filan işte, sıkıldım. Hem banane canım, ben sevgili Trabzonsporumun yöneticilerinin Şenol Abi'ye ayıp edip etmeyeceğine bakarım, gerisine karışmam. Bu sene için öyle büyük bir başarı beklediğim yok, ayyuka çıkarıp Şenol Güneş'e yazık etmesinler yeter benim için.

Çok alakasız bir konuya geçiyorum ama bir süredir aklımda, lafı gelsin diye bekliyordum gelmiyor bir türlü. Bloga bot gibi bir şey dadandı galiba. Google'dan "nafileden" araması yoluyla bloga ulaşıp hemen çıkan bir şey var. Biri diyemiyorum çünkü bir insanın bunu yapması için sebebi olamaz. İki üç günde bir tekrar ediyor bu durum. Şehir, işletim sistemi, ekran çözünürlüğü, tarayıcı gibi özellikler hep aynı oluyor. Sadece zaman zaman servis sağlayıcısı değişiyor. Daha doğrusu üç ayrı servis sağlayıcısından biri olarak görünüyor hep. Ne kadar zaman önce başladı bu durum bilmiyorum ama üç dört aydır devam ediyor, onun farkındayım. Burayı takip eden ve google analytics kullanan arkadaşlar varsa kendilerine aynısının başlarına gelip gelmediğini de sormak istiyorum bu vesileyle. Belki blogger'ın ya da google'ın böyle bir özelliği vardır da ondandır. Benim aklıma gelen en mantıklı açıklama sayfanın üstünde bulunan navbar aracılığıyla başka bloglara giden insanların ulaşma yönteminin google aratıp bulma gibi görünmesi oluyor. Komik oldu bu söylediğim. Aklıma gelen en mantıklı açıklamayı hiç mantıklı bir şekilde açıklayamadım. Gerçi o zaman da blogger.com'dan yapılan yönlendirmeler ayrıyeten görüntülenmezdi herhalde. Velhasıl, bilen varsa bana da açıklasın bu durumu lütfen. Çok da dert değil ama bir süredir aklımı kurcalıyor bu mesele.

"Evet sevgili pıtırcıklar," diyerek bu yazıya son vermek isterdim ama takipçilerime pıtırcıklar diye seslenecek bir yazı yazmadım. O nedenle "Evet işte öyle böyle." diyerek sözlerime son veriyorum. Durup dururken cümleye evet diyerek başlama alışkanlığı ediniyor olduğum için kendimi de kınıyorum. (Konuyla alakalı kötü espri için başlığa bakınız.)
0 Responses