Bir Sınav ve Tatsız Bir Olay

Cumartesi günü yapılan KPSS'de salon başkanı olarak görevlendirilmiştim. Bu görevlendirmeler güzel elbette. Sınav başına 75 lira veriyor ÖSYM ki bundan memnun olduğumu daha önce de belirtmiştim. Muhakkak ki işin para almak gibi güzel yanlarının yanında sorumluluk gibi kötü olmasa da zor yanları da var. İşte bugüne başlarken yazacağım olay işin sorumluluk yanıyla alakalı.

Bilenler bilir KPSS lisans düzeyinde cumartesi sabah sınavları herkesin girmek zorunda olduğu genel yetenek genel kültür (ben nedense bunu ters sırayla söylemeye alışkınım) sınavı oluyor. Bu sınavla aynı oturumda yabancı dil sınavı da uygulanıyor bazı salonlarda. Benim başkanlık yaptığım salonda yabancı dil sınavı yoktu. O nedenle sabah oturumu 11:30'da sona erdi. Öğleden sonra 14:30'da başlayan oturum ise eğitim bilimleri sınavına aitti. Bu, öğretmen adaylarının girdiği bir sınav demek. Karşımdaki insanların bir kısmı gelecek yıla yeni öğretmenler olarak girecek ve ders vereceklerdi. Bu garip bir duygu oluyor açıkçası. Her neyse.

Sınav kuralları gereği iki buçuk saatlik sınavın son 30, 15 ve 5 dakikasında durumu sınava giren arkadaşlara sesli olarak bildirmem gerekiyordu. Ben de görevimi yerine getirdim. Lakin bir adayımız cevapları cevap kağıdına geçirmekte geç kaldığı için sınav süresi sona erdiğinde hala işaretleme yapıyordu. Üşenmiyor ve sınav süresi bittikten sonra yaptığım uyarıları aynen aktarıyorum.

- Arkadaşlar sınav süremiz sona erdi. Lütfen kitapçıklarınızı kapatıp arkanıza yaslanın.

Söz konusu arkadaşımız işaretlemeye devam ettiği için aynı uyarıyı tekrar ettim.

- Arkadaşlar sınav süremiz sona erdi. Lütfen kitapçıklarınızı kapatıp arkanıza yaslanın.

Arkadaşımız işaretlemeye hala devam ediyordu.

- Arkadaşlar sınav süremiz sona erdi. Buna cevaplarınızı cevap kağıdına geçirme süresi de dahil. Lütfen kitapçıkları kapatın.

Tüm sınıfa dönük yaptığım bu ihtarları dikkate almayan arkadaşımıza doğrudan uyarı yaptım.

- Cevaplarınızı işaretlemeye devam ederseniz tutanağa sınavınızın geçersiz sayılacağını yazacağım.

Ben böyle deyince arkadaş "Ne olur işaretleyeyim şunları." diye mızmızlanmaya başlayınca kitapçığı elinden aldım ve gözetmen arkadaştan ben soru kitapçıklarını toplarken cevap anahtarlarını toplamasını rica ettim. Olayımızın kahramanı sınıfı terk etmeye kalkınca yine tüm sınıfa hitaben -ki bu zaten bütün sınıfa yapacağım bir hatırlatmaydı- "Arkadaşlar sınavın başında da söylediğim gibi lütfen ben izin verinceye kadar yerlerinizde kalın." dedim. Ben kitapçıkların ve cevap anahtarlarının üzerindeki gerekli bilgilerin girilip girilmediğini ve toplam sayıları kontrol ederken sınıfın kapısına kadar gitmiş olan arkadaşımız geri döndü ve yine "Ne olurdu işaretleseydim?" dedi. "Üzgünüm, bu bir yarış ve kurallarına göre oynamak zorundasınız." diye geçiştirdim. Aslında o an içimden "Be hey gerizekalı! Ben kalan süreyi üç defa bildirmedim mi? Niye vaktinde işaretlemedin?" gibi şeyler geçiyordu. Sustum.

Elbette meseleyi gözetmenimle konuştuk sınav sonunda. Ben sınıfın diğer tarafında olduğum için o arkadaşın ne durumda olduğunu bilmiyordum fakat gözetmen arkadaşın söylediğine göre ben 15 dakika kaldığı uyarısını yaptığımda işaretlemeye başlamamış ve işaretlemeye başladıktan sonra bile yapamadığı soruları çözmeye çalışarak işaretleme yapmış. Şimdi bu akıllı(!) arkadaş eskaza öğretmen olacak ve öğrenci yetiştirecek öyle mi? Neden bu kadar boş bir nesil olarak yetiştiğimizi ve bizden sonraki nesillerin neden giderek daha boş hale geldiğini şimdi daha iyi anlıyorum.

Bu arada, arkadaşın elinden soru kitapçığını almam ve cevapları işaretlemesine izin vermemem ne bundan keyif aldığımın göstergesidir ne de kuralları harfiyen yerine getirmeyi istediğimin. Ne yazık ki bunu yaptığım için hiç mutlu olmadım ve insanların bu türden sınavlarla bir mesleği yerine getirmeye uygun olup olmadığını ortaya çıkarmanın mümkün olmadığına sonuna kadar inanıyorum. (Aynı şey ÖSS yoluyla üniversite okumak için de geçerli elbette.) Ne yazık ki düzen bu şekilde işliyor ve ben o arkadaşa cevapları işaretlemesi için fazla süre verseydim sınavda cevapları işaretlemekle vakit kaybeden arkadaşlara haksızlık etmiş olacaktım. Diğer arkadaşların işaretleme yaptığı sürede o arkadaşımız soru çözüyordu ve kendisinin işaretleme yaptığı zamanlarda sınava giren diğer adaylar soru çözebilirlerdi. Üzgünüm ama zamanını kullanmayı bilmeyen birine müsamaha gösterip sınavı o süre içinde yetiştirmeye çalışan bu nedenle belki daha az soru çözebilen arkadaşların önüne geçme ihtimaline göz yumamazdım.

İşte Cumartesi günü böyle tatsız bir olay yaşadım.
0 Responses