Modern Mahrem

Bugüne değin hep romanlardan bahsettim. İlk kez bir bilimsel yayının sözünü edeceğim burada. Ne ki Modern Mahrem benim için bir çeşit roman da sayılır. Memleketin değer verdiğim sayılı sosyologlarından Nilüfer Göle Modern Mahrem'de örtünmenin romanını anlatıyor gibi. Bunu hem çalışmadaki tarihselliğin bir nevi olay örgüsü algısı oluşturmasından hem de Göle'nin anlatımının bilimsel yayınlarda pek aşina olmadığımız akıcılıkta olmasından dolayı söylüyorum.

Modern Mahrem üç kısımdan oluşuyor (giriş ve sonuç bölümleri haricinde) fakat kitabın hayli uzun da bir önsözü mevcut. Kadına bakışta Doğu-Batı karşıtlığını kısaca özetleyen Giriş bölümünün ardından ilk kısım olan "Batılılaşma'nın Mihenk Taşı: Kadın"da Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar geçen sürede batılılaşma ve kadın ilişkisi irdeleniyor. Batılılaşma hareketinin öncülerinin kadına bakışını, kadının toplumsallaşması hususudan yaşanan çatışmaları, Doğu-Batı arasında sıkışmış bir ülkenin aydınlarının görünürlük-gizlilik ikileminde yaşadığı gerilimi okuyabiliyoruz. İkinci kısım "Medeniyet Projesi: Kemalizm" bilhassa erken Cumhuriyet dönemi olmak üzere 1980'lere kadar kadının toplumdaki konumunu inceliyor. Kemalizm'in kadına biçtiği bir yandan özgürleştirici fakat diğer yandan cinsiyetsizleştirici rolü pek çeşitli örnekler ve detaylı analizlerle görebiliyoruz. Kitabın son kısmı olan "İslamcılaşma'nın Simgesi: Örtünme"de ise 1980'lerden sonra görünür hale gelen türban meselesi ele alınıyor. Özellikle üniversitelerde karşılaşılan türban serbestisi dileklerinin toplumsal ve siyasal boyutları, talep sahipleriyle yapılan görüşmeler ve kuramsal yorumlar ile iç içe sunuluyor. Bu kısım bir anlamda ilk iki kısımda sunulan kuramsal ve tarihi temelin üzerine inşa edilen saha analizini içeriyor.

Modern Mahrem'in hayli özgün ve çığır açıcı bir çalışma olduğu su götürmez. Ne var ki, üniversitelerde türban yasağının kalktığı 1990'ların başında yazılmış olması dolayısıyla türbanın tekrar yasaklandığı 90'ların sonları ve AKP iktidarıyla iyice ilginçleşmeye başlayan 2000'li yıllar hakkında yapılabilecek yorumlar okuyuculara kalıyor. Bunu bir eksiklik olarak addetmek, kitabın yeni baskılarında yazarın belki son kısma eklemeler yapmasını ya da yeni bir kısım yazmasını beklemek mümkün mü? Emin değilim. Zira Göle sunduğu tarihi ve teorik altyapı ile Türkiye'de örtünme meselesine dair analizlerini öylesine iyi aktarıyor ki okuyucuya bu yeni dönem gelişmelerini yorumlamada bir hayli kolaylık sağlıyor.

(Sonlara doğru araya dikkat dağıtıcı şeyler girdi. Daha sonra dönebilirdim ama bitirmek istedim. Saçmalamış olabilirim. Affola.)

Önemli not: "Bir Kitap Okudum" etiketiyle yazdığım yazılar tamamen şahsi kanaatlerimi içermektedir. Edebiyatla alakam okumayı seven biri olmamla sınırlıdır. Bu nedenle söz konusu yazılar okunurken edebi eleştiri mahiyeti taşımadıklarının göz önünde bulundurulmasını istirham ederim.
0 Responses