Huzur

Mahur Beste ile başlayan, Sahnenin Dışındakiler ile devam eden serinin son romanı Huzur. Bu bir nev-i nehir romanda karşılaştığımız kahramanlar Sahnenin Dışındakiler'de gördüğümüz II. Meşrutiyet dönemi kahramanlarının bir kuşak sonrasının, Cumhuriyet Devri'nin insanları. (Mahur Beste'yi henüz okumadım, sanıyorum onlar da Sahnenin Dışındakiler'in bir kuşak öncesinin insanları. Neyse.)

Huzur, adına uygun biçimde kahramanlarımızın huzuru arayışlarının hikayesi. Her şeyin siyasi, her şeyin toplumsal olduğu bir devrin insanlarıyla yavaş yavaş bireyin ön plana çıkmaya başladığı dönemin insanları arasındaki fikri ve ameli zıtlıkların, uyuşmazlıkların ve ortak yanların ince ince işlendiği; bireyselleşmenin bir yanıyla kişiyi özgür kılarken diğer yanıyla nasıl da yalnız bıraktığının okuyucuya aktarıldığı bir roman. II. Meşrutiyet kuşağının iç sıkıntılarını toplumsal alana aksettirerek belki görmezden geldiğini belki de daha "yararlı" bir alana yönlendirdiğini, Cumhuriyet kuşağının ise toplumsal olanı içselleştirmeye başladığını ve sıkıntının çözümünü dışarıda değil kendi dünyasında aradığını görüyoruz romanda. Romanın başından sonuna kadar hakim olan savaş (II. Dünya Savaşı) olasılığının kahramanlarımızın halet-i ruhiyesini derinden etkilediğini, insan ilişkilerine çarpıcı yansımaları olduğunu fark ediyoruz.

Daha söylenecek çok şey var elbette -hatta hiçbir şey söylemiş sayılmam- nihayetinde Türk Edebiyatı'nın köşe taşı romanlarından birinden, Tanpınar'ın belki de en önemli eserinden bahsediyoruz ama beni biliyorsunuz (her kimseniz, her nerede ve nasıl yaşıyorsanız) fazla uzatamıyorum. Demem o ki bulun, alın, okuyun.

Not: İlk kez Türkçe yazılmış bir kitaptan söz ettim. Pek huyum değil. Bakalım devamı gelecek mi.

Önemli not: "Bir Kitap Okudum" etiketiyle yazdığım yazılar tamamen şahsi kanaatlerimi içermektedir. Edebiyatla alakam okumayı seven biri olmamla sınırlıdır. Bu nedenle söz konusu yazılar okunurken edebi eleştiri mahiyeti taşımadıklarının göz önünde bulundurulmasını istirham ederim.
0 Responses